Ah o eski günler

Boat on the river

Ah o eski günler
Seninle geçirdim saatler
Hepsi Aklımda birer birer
Seninle geçirdiğim güzel günler
Günler geçsin istemezdim
Zaman dursun dilerdim
Hiç unutmayayım isterdim
Seninle geçirdiğim güzel günler
Eskidendi o güzel günler
Dedim ya eskidendi; Gülücükler
Şimdi hepsi bana hatıra teker teker!!!

Geçenlerde Ailemle pazar kahvaltısı yaparken birden aklıma geldi. Neydi o eski günlerdeki TV dizileri Dallas, Bonanza, Tatlı Sert, Kaçak, benim favorim Küçük Ev.

 

Küçük Ev Televizyonda tek kanal varken her pazar karşısına yapışırdık bu dizinin Mary ve Laura’nın serüvenlerini seyredeceğiz diye. Laura zıpır görünürdü ama aslında saf toriğin tekiydi. Mary ise sinsi bir tipti. Uslu gözükür ama saman altından su yürütürdü. Onun usluluğu yüzünden ara sıra evde benim de huzurum bozulurdu. Örnek gösterilirdi, kızardım.

Gece olunca evi uzaktan gösterirlerdi, tüm ışıklar bir bir sönerken herkes teker teker birbirine “iyi geceler” derdi.

Küçük Evin Büyük Öyküsü

images (10)TELEVİZYONUN HAYATLARIMIZA girdiği yetmişli yılları çocuk olarak yaşayanlar ‘Küçük Ev’ adlı diziyi herhalde unutmamışlardır. Onların annelerinin ve hatta babalarının unuttuklarını da sanmıyorum. Dahası, son iki yıl içinde bu dizi bir televizyon kanalında iki kez daha gösterildiği için, bugünün çocukları da Küçük Ev’i, diziye tekrar bakıp ‘hatıra tazeleyen’ anneleriyle birlikte izlemişlerdir herhalde.

Bu dizi sadece ülkemizde değil, ilk olarak gösterime girdiği ABD başta olmak üzere dünyanın hemen her tarafında o kadar popüler olmuş ki, filmin yapımcıları filmin başkahramanı küçük Laura’nın önce kocaman bir kız, sonra anne olduğu dönemlere kadar uzatmışlar filmi. İzleyenler bilir: Dizinin son kısımlarında Laura altı-yedi yaşlarındaki ‘ortanca çocuk’ değildir artık. Büyümüş, evlenmiş, Rose adında bir kızı da olmuştur.

Küçük Ev adlı bu dizinin, içerdiği bir dizi olumlu ve öğretici ögeden dolayılaura bir ‘aile klasiği ’ne dönüştüğünü biliyoruz. Bu, başka ülkeler kadar, bizim ülkemiz için de bir gerçek. Filmdeki diyaloglarla verilen ders; meselâ aile içi dayanışma, sair insanlara karşı anlayışlı yaklaşım, yardımlaşma ve sabır üzerine kurulu ilişkiler, aile içi veya dışı sorunların çözümü aşamasında sergilenen tavırlar, anne ve babanın çocuklara davranış biçimi.. her toplumdan insan için öğretici olmuştur ve hâlâ oluyordur muhakkak. Ayrıca, filmde kendini hissettiren Hıristiyan dindarlığı, meselâ aile efradının yemeklerde duayı asla ihmal etmemesi, ciddi gerilim anlarında İncil okuyarak çare ve çözüm bulmaya çalışan bir baba figürü de, sanırım, başkaca dinlerden olan insanlar üzerinde de dine ve dindarlığa dair olumlu çağrışımlar bırakmış olsa gerektir. Gelin görün ki, yine saydığımız bu son unsurlar yüzünden, bu dizinin esasında Hıristiyanlık propagandası amacıyla hazırlandığını düşünmeyenler de yok değil.

331545_2Tam da burada, birkaç not aktarayım sizlere: Bu dizi, ‘propaganda’ amaçlı bir senaryonun eseri değil kesinlikle. Dahası, esasen, bir senaryo eseri değil! Zira, Küçük Ev diye bir dizi yapılmazdan kırk sene önce, "Küçük Ev" diye bir dizi zaten vardı. Kafanız karıştıysa açıklayalım: Küçük Ev, 1932-1943 yılları arasında yazılmış bulunan ve "Küçük Ev" ana başlığını taşıyan sekiz kitaptan sinemaya aktarılmış bulunuyor. Ve bu sekiz kitap, gerçek bir hayat öyküsüne dayanıyor. Sıkı durun: Küçük Ev’in küçük Laura’sının, yani Laura Ingalls Wilder’ın hayat öyküsüne. Yazarı da, Laura’nın ta kendisi!

Yorum bırakın