İşte vücudumuzun sırları…

insan_vucudu_resimleri (1)İnsan vücudu mucizelerle dolu. İşte insan anatomisi ile ilgili sırlardan bazıları:
*O kadar çok karbon taşırız ki bunları bir araya toplayıp kullanmak mümkün olsa; 9000 adet kurşun kalem yapabiliriz. 2200 kibrite yetecek kadar fosforumuz, 250 gramdan fazla sülfürümüz, bir kaşık dolusu muz magnezyummuş, 5 cm boyunda bir çivi yapacak kadar demirimiz vardır.
*Vücudumuzda 25 milyar oksijen alıcı kırmızı kan yuvarlakları bulunmaktadır. Bunları bir yüzey üzerine yayacak olursak 2570 metre karelik bir alanı kaplar.
*Bebekken 270’den fazla kemiğimiz varken, büyüdükçe bunların bazısı birbiriyle kaynaşarak sonunda sadece 206 kemikle kalırız.
*Kalbimiz normal olarak dakikada 70-72 kere atar. Bu atışa göre, 70 yaşındakikalp_koroner1 insanın kalbi 2500 milyon kere atmış ve bu süre için dede 167561600000 kilo kan, damarlarımıza pompalamıştır
*Normal bir vücut ısısı ile, insanın dayanabileceği en sıcak suyun ısısı 110°C ‘dir.
*Normal bir insan vücudunda bulunan elektrik, 25 Wattlık bir lambayı dakikalarca yakabilir.
*Esmerlerde 120 bin, sarışınlarda ise 140 bin adet saç teli vardır. Her geçen gün başımızdan 25.000 arasında saç teli kopar ve yerine yine aynı sayıda yenileri çıkar.
Tek bir dakika içerisinde 1025 cm küplük havayı içimize çeker, 4 kilograma yakın kanı vücudumuz içinde devrederiz.
33*Yapılan araştırmalara göre 6 dakika su altında kalabilir, 20 dakika nefesimizi tutabilir, sıfırın altında 103 derecelik bir soğuğa karşı koyabiliriz. 30 gün aç 110 saat da uykusuzluğa dayanabiliriz.
*Tırnaklarımız bir yılda 3,75 metre kadar uzar.
*İnsan doğduktan bir kaç gün sonraya kadar, hiç bir şey duymayacak kadar sağırdır.
*Vücudumuzda bulunan yağla 7 iri sabun kalıbı yapabiliriz.

Zeki olsun istiyorsanız, abur-cubur yedirmeyin!

"Çocuğunuzun zeki olmasını istiyorsanız, patates cipslerini bırakıp sebze-meyve yedirin." Bu uyarı İngiliz bilim adamlarından geldi.

free-hidden-object-games-41.widecÇikolata, cips ve keki fazla tüketmek çocukların zekasını olumsuz etkiliyor. İngiltere’deki Bristol Üniversitesinde yapılan bir araştırmanın sonucunda elde edilen bulgu bu…

14 bine yakın çocuk üzerinde yapılan araştırmada küçük yaşlarda aşırı yağ, şeker ve tuz bulunan işlenmiş gıdaları tüketen çocukların zeka seviyesi; balık, sebze ve meyve yiyenlere göre daha düşük çıktı.

 

Araştırmada 3 yaşında abur cubura dayalı beslenen çocukların 8 yaşına geldiklerinde IQ’ları sağlıklı beslenenlere göre ortalama sekiz puan daha düşük oluyor.

Çalışmada, özellikle beynin büyük bir hızla geliştiği 0-3 yaş arasında sağlıklı beslenmenin hayati önemde olduğu uyarısında bulunuluyor.

Bilim adamları, abur cubur tüketiminin sadece kiloya değil aynı zamanda zekanın gelişimine de olumsuz etkileri olduğuna dikkat çekerek ebeveynleri bilinçli olmaya çağırıyor.

AKILLI ÇOCUK YETİŞTİRMENİN SIRRI

İpucu: Çocuklarınıza zeki olduklarını söylemeyin. 30 yıldan uzun süren araştırmalar göstermiştir ki; okul ve hayattaki başarının sırrı zeka ya da yetenek yerine, çalışmaya odaklanmaktır.
“Carol S. Dweck”

Temel Konseptler

Artan sıkıntılar
72513Birçok kişi süper zekâ ve yeteneği başarının anahtarı olarak görmektedir. Ancak otuz yıldan uzun süren araştırmalar göstermiştir ki; yetenek ve zekanın üzerinde fazla durulması, bu özellikler doğuştan geldiğinden değiştirilemeyecekleri düşüncesi, insanları başarısızlığa karşı savunmasız hale getiriyor. Zorluklarla mücadele etmekten kaçmasına ve öğrenme motivasyonunu azalmasına yol açıyor.

İnsanlara gelişim kafa yapısına sahip olmayı öğretmek zeka ya da yetenek yerine çabaya konsantre olmayı teşvik ediyor. Bunun sonucu olarak okulda ve hayatta üstün başarılı bireyler yetişiyor.

Ebeveyn ve eğitimciler çocuklarını gösterdikleri çaba ve kararlılık için (zeka yerine) överler, onları sıkı çalışmak ve öğrenme aşkı ile ilgili hikayeler büyütürlerse, onların gelişim odaklı kafa yapısına sahip olmalarını sağlayabilirler.

Çok zeki bir öğrenci olan Jonathan ilkokulu tereyağından kıl çeker gibi bitirdi.cocukegitimi Ödevlerini yaparken hiç zorlanmadı ve hep A (takdir, pekiyi) aldı. Jonathan bazı sınıf arkadaşlarının neden zorlandıklarını da anlamakta güçlük çekiyordu. Ebeveynleri onun doğuştan yetenekli olduğunu söylediler. Jonathan yedinci sınıfa geldiğinde birdenbire okula olan ilgisini kaybetti ve ödevlerini yapmayı, sınavlara çalışmayı reddetmekte ye başladı. Notları dibe vurdu. Aile büyükleri oğullarının üstün zekaya sahip olduğundan emin olmasını sağlayarak, özgüvenini arttırmak istediler. Fakat bu çabaları Jonathan’ın motivasyonunu sağlamada hiç işe yaramadı. Okul işlerinin sıkıcı ve anlamsız olduğunu söylüyordu.

ogrenci-kizToplum olarak yeteneği onurlandırıyoruz ve çoğumuz doğuştan sahip olunan zeka ile yeteneğin ve bunlara duyulan özgüvenin başarının reçetesi olduğunu varsayıyoruz Aslında, 30 yıllık araştırmanın da gösterdiği üzere, akıl ve yeteneğin fazlaca vurgulanması, kişileri kaybetmeye açık, güçlüklerden korkan ve zayıf yanlarını geliştirmeye isteksiz hale getirmektedir. Bunun sonuçları Jonathan gibi çocuklarda, öğrenim hayatının ilk yıllarında fazla çaba harcamadan akademik başarıya ulaşmaları nedeni ile doğuştan zeki veya yetenekli olarak tanımları ile ortaya çıkmaktadır. Böyle çocuklar aklın genetikle sabit olduğu kanısını ile öğrenmeye çalışmanın, zeki olma(görünme) yanında  önemsiz olduğuna inanmaktadırlar.Hırs gerektiren durumları, hatalarını ve pratik (egzersiz) gerektiren işleri, gelişmek için fırsat olarak görmek yerine, kendi egoları için bir tehdit olarak algılamaktadırlar. Ve bu durum uğraştıkları işler artık onlara kolay gelmediğinde özgüvenlerini ve motivasyonlarını kaybetmelerine yol açmaktadır.

Jonathan’ın ailesinin yaptığı gibi, değişemeyen özellikleri övmek bu düşünce yapısını güçlendirmekte, genç atletlerin iş hayatlarında ve hatta evliliklerinde de mevcut potansiyellerini tam olarak kullanamadan yaşamalarına yol açmaktadır. Diğer tarafta, çalışmamızın gösterdiği gibi gelişime odaklı düşünmeyi öğretmek çalışma ve çabaya odaklanmayı teşvik etmekte ve bu onların okulda ve hayatta çok başarılı bireyler olmalarını sağlamaktadır.

Üstesinden Gelme Fırsatı
bebeginizin-zeki-olmasi-icin-2Araştırmaya ilk başladığımda, 1960′larda Yale Üniversitesinde psikoloji master öğrencisi olarak insanoğlunun motivasyonunun temellerini ve engeller karşısında nasıl ayakta durabildiğini sorgulamaktaydım.  Pennsylvania Üniversitesi psikologları Martin Seligman, Steven Maier ve Richard Solomon tarafından yürütülen havyan deneylerinde, çoğu hayvan, birkaç başarısızlık sonucu durumun ümitsiz ve kendi kontrollerinin dışında olduğuna kanaat getiriyordu. Araştırmacılar, bu deneyimi geçiren hayvanların, durumu değiştirebilecekleri şartlar oluştuğunda bile pasif kaldıklarını izlemişlerdi. Bu hayvanlar çaresizliği (acizliği) öğrenerek kabullenmişlerdi

İnsan türü de çaresizliği (basiretsizlik de denebilir) öğrenebilme potansiyeline sahip olmakla birlikte, her birey engellere karşı aynı şekilde tepki vermemektedir. Şunu merak ediyordum; neden bazı öğrenciler güçlüklerle karşılaştıklarında kolayca vazgeçerken, onlardan daha fazla yeteneğe sahip olmayan diğerleri canını dişine takıp öğrenmeye çalışıyordu.  Kısa süre sona ulaştığım ilk yanıt, bunun insanların neden kaybettikleri konusundaki inançlarında yatıyordu.

42-20180227Başarısızlığın yetenek eksikliği ile ilişkilendirilmesi, suçun haylazlığa atılmasına göre daha de motive edicidir. 1972′de, okulda çaresiz durumda gözüken bir grup ilköğretim öğrencisine, matematik problemlerindeki hatalarının az çalışmaktan kaynaklandığını öğrettiğimde, bu çocuklar problemler zorlaştığında bile çabalamaya devam ettiler. Ve zorlanarak da olsa bu soruların birçoğunu çözdüler. Diğer çaresiz bir grup öğrenci, sadece kolay problemlerdeki başarıları için ödüllendirildiler ve bu ödüllendirme daha zor problemleri çözmeleri için hiçbir fayda sağlamadı. Bu deneyler çalışmaya konsantre olmanın çaresizlikten kurtulma ve başarıya ulaşmada yardımcı olacağının erken dönem göstergesiydi.

Takip eden çalışmalar gösterdi ki, kararlı öğrencilerin çoğu hata yaptıklarında, kendilerini başarısız olarak düşünmek yerine, hatalarını çözülecek problemler olarak görüyorlar. 1970′lerde Illinois Üniversitesinde, ben ve o zamanki mastar öğrencisi asistanım Carol Diener, 60 5. sınıf öğrencisine, zorluk derecesi yüksek genel yetenek problemlerini çözdükleri sırada sesli düşünmelerini istedik.  Bazı öğrenciler hata yaptıklarında “zaten hafızam iyi değildir” şeklinde yorumlarla yeteneklerini eleştirerek kendilerini korumaya alan bir davranış sergilediler.

Baba Unutur

karakalem_uyuyan_ocuk

Dinle oğlum, bunları sana sen uyurken söylüyorum. Küçücük elini yanağının altına sokmuşsun, nemli alnındaki sarı lülelerin yapış yapış ıslak. Odana bir hırsız gibi süzülerek girdim. Birkaç dakika önce kütüphanede oturmuş gazetemi okurken vicdan azabım nefes kesen bir dalga gibi üstüme geldi. Bir suçlu gibi yatağının başucuna geldim. 

Neler mi düşündüm oğlum? Sabah sabah kızmıştım. Okula gitmek üzere giyinirken seni azarladım, çünkü yüzünü ıslak havluyla öylesine silivermiştin. Ayakkabılarının kirli olduğunu görünce sana onları temizlettim. Bazı eşyalarını yere attığında sana öfkeyle bağırdım. Kahvaltı ederken bir sürü kusurunu buldum. Yiyecekleri etrafına saçıyordun, lokmalarını çiğnemeden yutuyordun, ekmeğine çok fazla tereyağı sürmüştün. Sen oyun oynamaya gidiyordun, bense trenime yetişmek zorundaydım. Bana baktın elini salladın ve "Güle güle babacığım" dedin. Ben ise kaşlarımı çattım ve "Dik dur!" dedim sana.

bh4a4o5zd5i0vnd7hAkşamüzeri de durum farksızdı. Eve gelirken seni yere çömelmiş arkadaşlarınla bilye oynarken buldum. Çorapların yırtılmıştı. Arkadaşlarının önünde seni küçük düşürdüm ve kolundan tutup eve götürdüm. Bu çoraplar çok pahalıydı ve giymek istiyorsan dikkatli olmalıydın. Düşün oğlum bunları sana baban söylüyordu!
Hatırlıyor musun? Sonra çalışma odama girdin. Gözlerinde incinmiş bir ifade vardı. Kâğıtlarımın üzerinden sana baktığımda bir an için çıkmaya yeltendin. "Ne istiyorsun?" diye bağırdım sana. 
Hiç bir şey söylemeden koşup boynuma sarıldın ve beni öptün. Hem de büyük bir sevgiyle. Sonra koşarak dışarı çıktın. 
Kâğıdım elimden düştü. Bana neler oluyordu? Sürekli senin hatalarını buluyordum. Seni böyle ödüllendiriyordum. Seni sevmediğim için değil bu; senden çok şey beklediğim için. Seni kendi çağımın değer yargılarına göre değerlendiriyorum çünkü. 
bebek_resimleri_bebek_10Oysaki senin pek çok güzel özelliğin var. Kalbin öylesine yüce ki! Bu gece gelip beni öpüşün de bunu kanıtlıyor. Bu gece başka hiçbir şeyin önemi yok oğlum. Karanlıkta, yatağının yanında diz çöktüm ve çok utanıyorum. Bunları sana uyanıkken anlatsam da anlamazsın biliyorum. Ama yarın gerçek bir baba olacağım. Seninle oynayacağım. Sen acı çektiğinde acı çekecek, sen güldüğünde güleceğim. Dilimin ucuna kötü şeyler geldiğinde dilimi ısıracağım. Kendi kendime sürekli, "O bir çocuk!" diyeceğim. 
Ben seni büyük bir adam gibi gördüm. Oysa ki sen daha küçük bir çocuksun. Daha dün annenin kolları arasındaydın, başını onun omzuna dayamıştın. Ah, senden çok şey bekledim oğlum, çok şey bekledim…
Alıntı:W.Livingston Larned

Karanfil

karanfil1Karanfili genellikle kokusu için pastalarda veya hamur işlerinde kullanırız. Bazen de ağız kokusunu gidermek için. Ama sadece hamur işleri veya koku gidermek için kullanmak gerekmiyor, çünkü karanfilinde her bitki gibi vücudumuza bir çok faydası var. Ama faydasının yanı sıra zararları da var.

 

 

Karanfil

Ağız ’da ve mide ’de ifrazatı artırarak, nişastalı ve diğer yiyeceklerin hazmını kolaylaştırır.

Mide tembelliği ve iştahsızlığı giderir.

Çok kuvvetli dezenfektan olup, gıdaların mide ve bağırsakta kokuşmasını ve gaz yapmasını önler.

En inatçı ishalleri derhal geçirir.

Et ve et sulu yiyeceklerin bozulmasını, bayatlamasını ön­ler. İshal ve peklikte vücudun bağırsaktan zehirlenmesini, buna bağlı çeşitli hastalıklara ve kansere karşı korunmasını sağlar.

271757_2Sinir Sisteminde Etkilidir

Bedeni ve bilhassa zihni yorgunlukları giderir. Kalbi kuvvetlendirir, çarpıntıları zamanla geçirir. Hafıza zayıflığını, ağır işitmeyi, baş dönmesini, sinirden ileri gelen baş ağrılarını giderir.

Dezenfektandır

insanı bulaşıcı hastalıklara karşı korur. Hastalara bakan diğer kimseleri çeşitli mikrop bulaşma­sına karşı korur.


Cinsel Konuda da Etkilidir

Kadın ve erkekte cinsel isteği çok artırır. Hanımlarda hamile kalmayı kolaylaştırır. Hamile kadınlarda uterusu kuvvetlendirerek, doğumu ko­laylaştırır.

Diğer Faydaları

Bol idrar söktürür, vücutta çeşitli sebeplerden biriken su­yu dışarı atar.

Damla hastalığını zamanla geçirir. Verem tedavisinde, diğer ilaçlar yanında bununda fayda­sı çok olur.

damlacikli-karanfil-yagi_3Karanfil yağı : Diş hekimliğinde antiseptik ve ağrı kesici olarak, dahilen ise gaz söktürücü olarak kullanılır. Ağız ve mide kokularını giderir Sinirleri uyuşturur.Antiseptik ve ağrı kesici olarak kullanılır.Diş ağrılarında etkilidir.Diş eti çekilmesinde ve iltihabına faydalıdır.Haşereleri kovar.Diş ağrılarında pamuk ile tatmik edilir.Masaj amacı için kullanılır.

Maske: Cilde sürülürken en az 100cc sabit yağ(susam,tatlı badem vb.)ile karıştırılarak kullanılmalıdır.

Alıntı…

Anne-Babalara Yarıyıl Tatili için Özel Öneriler

TATİLİNDE ÇOCUĞUNUZA “EĞLENCE AJANDASI” YAPIN!

tatilÇocukların tüm ders yılı boyunca özlemle bekledikleri yarı yıl tatili geldi. Sabah erken kalkmak yok, okula gitmek yok, ders çalışmak yok. Kısaca haftanın 7 günü özgürlük var! En azından çocuklar böyle düşünüyor. Aileler ise tatilde bile olsa, çocuklarının ders çalışmasından yana… Çocukların geç saatlere kadar televizyon izlemek, özgürce bilgisayar başında kalmak gibi istekleri tatil döneminde anne babalarıyla tartışmalara neden oluyor. Oysa yapılması gereken en doğru şey, birinci dönemde yorulan çocukların nefes almalarını ve ikinci döneme daha zinde ve sağlıklı biçimde devam etmelerini sağlamaktan geçiyor.

Dr. Aylin Aksoy

Psikiyatri Uzmanı

Tatilde ne yapmalı? Ders mi tatil mi?

Aslında bu tatil, tüm yarı dönem boyunca dersler, sınavlar, ek dersler ve dershane döngüsü içindekoza_-tatil_kitabi_-1 yorulmuş olan çocuğunuza, kısa da olsa derslerin dışında başka şeylerin de olduğunu hatırlatmak için iyi bir fırsattır. Bu süreyi çocuğunuzun keyifli geçirmesi için sizinle, kardeşleri ve arkadaşları ile mümkün olduğunca zaman geçirmesi önem taşıyor.

Çalışan ebeveynseniz, çalışmadan arta kalan zamanınızın büyük bir bölümünü çocuğunuza ayırmanız ve bu sürede birlikte tatil havasını hissetmeniz önemli.

Evde tek başına kalan çocuğunuz için, bir gece önceden çocuğunuzla birlikte hazırlayacağınız "günlük eğlence ajandası", siz evde yokken, muhtemelen tüm gününü televizyon ya da bilgisayar önünde geçirecek olan çocuğunuzun harekete geçmesi için iyi bir araç olabilir.

Gün içinde randevulaşma ve birlikte yenecek bir öğlen yemeği, sizin de sıkıcı iş temposuna ara vermenizi sağlayarak, çocuğunuzu da sizi de çok mutlu edebilir.

hilalineglencesayfasi_disarda_yemekBirlikte yapılacak sinema programı sizin için de eğlenceli, aynı zamanda çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi güçlendirmeye yarayan keyifli bir faaliyet olacaktır.

Hazırlanan ajanda ile uzun zamandır görmeyi istediğiniz sergi ve müzelere zamansızlık nedeniyle yapamadığınız ziyaretleri çocuğunuzla birlikte gerçekleştirebilirsiniz. Sergi ve müze seçimlerini yaparken çocuğunuzun beğenilerini ön planda tutarak, hem geçireceğiniz vaktin daha keyifli olmasını sağlar, hem de çocuğunuzun ilgisini çeken konuları daha iyi görüp, onu daha iyi tanımak için fırsat sağlarsınız.

Çalışmayan ebeveynseniz çocuğunuzla birlikte oluşturduğunuz "günlük eğlence ajandasını” uygularken hem keyif aldığınızı hem de çocuğunuzla geçirdiğiniz zaman içinde ilişkinizin güçlendiğini göreceksiniz.

Arkadaşlarıyla birlikte yapacağı program çocuğunuzun sosyalleşmesine fırsatcocuk-ve-sanat sağlayacaktır. Arkadaşlarla birlikte gidilen tiyatro, çocuğunuzun zihinsel kapasitesini keyifli bir yolla artırmanın yanı sıra, siz olmadan bir faaliyette bulunduğu için özgüvenini tazeleyerek iyi hissetmesini sağlayacaktır.

Çocukları, bireysel gelişimde önemli bir yere sahip olan sanatsal uğraşılara yönlendirmek önemlidir.Çocuğunuzun resim ya da müziğe olan yeteneğinin üzerine gitmek için iyi bir fırsattır yarıyıl tatili. Var olan çalışmalarını destekleyebilir ya da kendi keşfini yapması için onu yüreklendirip, başlangıç için bir kursa katılmasını sağlayabilirsiniz.

Spor, çocuğunuzun hem fiziksel hem de ruhsal sağlığına faydalıdır. Sporla artan metabolizma, çocuğunuzun hem iştahı hem kilosu üzerinde olumlu etkiler gösterecektir. Vücudun kendi salgıladığı, mutluluk verici ve ağrı kesici özelliği olan endorfinler, düzenli spor yapıldığında artmaktadır. Ayrıca spor ile oluşan terleme sonucunda, su metabolizmasındaki değişiklik beyni olumlu yönde etkiler. Değişen su metabolizması beyinde serotonin gibi nöropeptidlerin kullanımını arttırarak depresyon gibi serotonin eksikliği ile açıklanabilecek psikiyatrik hastalıklara karşı koruyucu olacaktır. Takım halinde ya da bireysel yapılan spor çocuğunuzun yaratıcılığını ve sorumluluk duygusunu da artıracaktır.

Ailelere ne gibi sorumluluklar düşüyor?

Bunun bir tatil ve keyifle geçirilecek bir süre olduğunu unutmamalıyız. Zorlu bir maraton atleti tüm yarış boyunca aynı hızda gitmez, zaman zaman temposu düşer, bazen de artar. Hatta çoğu zaman yarışı izleyenler atleti motive etmeye çalışır temposu düşmesin diye. Tüm öğrenim hayatı boyunca koşanadammaraton koşan çocuklarımıza bu tatilleri çok görmemeliyiz. Nerede tempoyu düşüreceği nerede artıracağı konusunda çocuğunuzun fikrini sormayı unutmayın. Bu tatilde ne yapmak istediğini sorun. Belki bir önceki dönemdeki eksiklikleri için desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyebilir ya da tatilin ilk haftasında sadece dinlenmek istediğini. Çocuğunuzun ihtiyaçları doğrultusunda davranmak her zaman daha anlamlı ve faydalı olacaktır. Fazla baskı ya da istemediği şeyleri yapması için zorlamak bazen istenmen sonuçlara yol açabilir. Bu konuda ölçülü davranmak önemli. Tatil sonrası yapılmış olması gereken ödevler varsa bunların ertelenmemesi, zamanında ve eksiksiz bitirilmesi önemlidir. Bu konuya çocuğunuzla birlikte göstereceğiniz hassasiyet, tatil sonrası çocuğunuzun okul ve derslerine adaptasyonunu da olumlu katkıda bulunacaktır.

Tatilde çocuklar ders çalışırken nelere dikkat edilmeli?

Tatil sonrasındaki sorumlulukları unutmamak gerekir. Bu nedenle bu sorunun yanıtı evet, ancak bu konuda çocuğunuzla birlikte hareket etmeniz daha da önemli. Çocuğa ödevleri ve dersleri konusunda yardımcı olmak ona moral verebilir. Uygulama sırasında kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Bazen programa uyulmadığı durumlar, kaçamaklar olabilir. Bu durumda ağır cezalar yerine birlikte tekrar gözden geçirme ve yeni düzenleme yapmak, daha çok işe yarayacaktır.

Çocuğun karnesinde kırıklar varsa, tatil dönemi nasıl değerlendirilmeli?

· Fazla ve aşırı tepki istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Bu konuda da ölçülü davranın. Kötü olan dersleri hakkında konuşun.

· Çocuğunuzun kendisi ile ilgili yaptığı yorumlara güvenin. Hangi konuda eksik hissediyorsa o konuda yardımcı olacağınızı ona hissettirin. Tatilde bu konuda birlikte adım atabileceğinizi iletin.

· Dikkat eksikliği- hiperaktivite bozukluğu (DEHB), öğrenme güçlüğü, depresyon, ansiyeteadhd-cartoon bozukluğu gibi bazı psikiyatrik durumlar, çocuğunuzun gayretine rağmen, onun okul başarısını olumsuz yönde etkileyebilir. Bu konuda okulda rehberlik bölümü tarafından yapılacak yönlendirmelere kulak verin.

· Çocuğunuz yeterli ve üzeri gayret gösterirken başarısız oluyorsa, bu sayılan durumlardan biri ya da birkaçı çocuğunuzda olabilir. Dikkat dağınıklığı yaygın bir yakınmadır. Yeterince iyi uyumayan biri de dikkatini toparlamakta zorluk çeker.

· Her hareketli çocuk hiperaktif değildir. Bu tanının konması için çocuğun ya da ergenin psikiyatr tarafından değerlendirilmesi gerekir. Tanıya yardımcı dikkat testleri de yapılmaktadır.

· Dikkatini toplayamayan bir çocuk ya da ergenin, yeni bilgileri öğrenmesi zorlaşmaktadır. Depresyonun 9 belirtisinden biri dikkat ve konsantrasyonda günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyecek kadar azalma olmasıdır.

· Depresyon çocuk ve ergenlerde örtülü biçimde seyredebilir. Depresyondaki çocuk eskisi gibi oyun oynamak istemez, keyfi pek olmaz, iştahı azalabilir, sürekli uyumak isteyebilir, daha çabuk sinirlenir ve çabuk ağlar. Depresyondaki ergen çok sinirli olur. Her şeye bağıran, çabuk tepki veren, tahammülsüz, sabırsız bir insana dönüşür. Eskisi gibi gülmez, sosyal hayatı kötüleşir, ağlamaları olur. İştahı değişir, uykusu bazen artar bazen de azalır. Böyle bir durum değişikliği varsa ve okul başarısı da eskiye göre kötüye gidiyorsa muhakkak psikiyatr tarafından çocuğun değerlendirilmesi gerekir. Gerekli durumlarda antidepresan tedavisi başlanır ve tedavi ile genel durumu düzelirken okul başarısının da olumlu yönde değiştiği gözlenir.

Günde ne kadar süre bilgisayar oynamalı, ne kadar süre televizyon izlemeli?

Bilgisayar_BilgisayarOyunlari· Pek çok çocuk için tatil evde daha çok bilgisayar oyunu ve daha çok TV anlamına geliyor. Bilgisayar oyunlarına tümüyle karşı çıkmak doğru ve akılcı bir tutum değil çünkü çocuklar özellikle yasaklanan şeyleri yapmak konusunda, hiç bir şeyde olmadığı kadar istekli olurlar. Ayrıca çocuğunuz size olumsuz tepkiler verme olasılığı da az değil.

· Bu nedenle bilgisayar oyunlarını yasaklamak yerine, birlikte karar verdiğiniz oyunları oynamasına için izin verin. Şiddet içeren oyunları yasaklayın ve bunun nedenini çocuğunuza uygun şekilde ve yine internet üzerinden olumsuz örneklerle açıklayın.

· Uzun süre bilgisayar ve televizyon karşısında oturmak çocuklarda göz hastalığı, duruş problemleri ve radyasyona maruz kalma gibi sağlık sorunlarına yol açar. Tüm gününü bilgisayar başında geçiren bir insanın yaşayabileceği fiziksel hastalıkları anlatın, örnekler verin.

· Çocuğunuzla süre konusunda uzlaşın. Her gün kullanacaksa bu süre bir saati geçmemeli. Gün aşırıbilgisayar kullanacaksa kullanım saatini buna göre ayarlayabilirsiniz. TV için de aynı kuralları uygulayabilir, kullanım saatini belirleyip buna uymasını sağlayabilirsiniz. Uyulmadığı durumlarda yaptırım uygulanmalı, ödül-ceza sistemi düşünülmelidir. Çocuğunuzu zararlı sitelerden koruyan programlardan yararlanın. Bu sayede çocuğunuzun internet üzerinden yapabileceği her şeyi kontrol edebilme şansınız olacaktır.

Çocuğun tatil sonrasında okula alışabilmesi için neler yapılması gerekiyor?

Tatil sonrası çocuğunuzun okula tekrar uyum sağlaması zor olabilir. Bunu daha kolay hale getirmek için yapılabilecek önlemlerden bahsedelim.

· Eğer yolculuğa çıkmışsanız, eve bir kaç gün erken dönüp tatilin son günlerini evde geçirin. Evinde olmak çocuğunuzun adaptasyonunu artırır.

· Özellikle tatilin son haftasında çocuğunuzun yemek ve uyku düzenini okul hayatına uygun olarak ayarlayın.

· Okul çantasını ve kıyafetlerini hazırlarken ona yardımcı olun.

t8_1240653559· Kitap ve defterlerini, yeni ders programını birlikte kontrol edin.

· Tatilde ders çalışma programında, ilk dönem öğrendiği bilgiler hakkında konuşmak ve bu bilgiler üzerinden hatırlama amaçlı geçmeyi ihmal etmeyin. Onunla bu bilgiler hakkında konuşun.

· Sizdeki merakı gördüğünde onun da merak ve heyecanı artacak, konulara dikkatini daha kolay vermeye başlayacaktır. Bu tutumunuz yıl boyunca sürmeli.

· Her ders çalışmada ilgiyle çocuğunuzu dinleyebilirseniz, sizinle yaptığı pekiştirmeler sayesinde öğrenmesi daha kolay olacaktır. Unutmamalıyız ki öğrenmek için tekrar gerekir. Tekrar edilmeyen bilgi unutulur.

Sungerboboyunlari.net-dora-okul-cocugu

Ah o eski günler

Boat on the river

Ah o eski günler
Seninle geçirdim saatler
Hepsi Aklımda birer birer
Seninle geçirdiğim güzel günler
Günler geçsin istemezdim
Zaman dursun dilerdim
Hiç unutmayayım isterdim
Seninle geçirdiğim güzel günler
Eskidendi o güzel günler
Dedim ya eskidendi; Gülücükler
Şimdi hepsi bana hatıra teker teker!!!

Geçenlerde Ailemle pazar kahvaltısı yaparken birden aklıma geldi. Neydi o eski günlerdeki TV dizileri Dallas, Bonanza, Tatlı Sert, Kaçak, benim favorim Küçük Ev.

 

Küçük Ev Televizyonda tek kanal varken her pazar karşısına yapışırdık bu dizinin Mary ve Laura’nın serüvenlerini seyredeceğiz diye. Laura zıpır görünürdü ama aslında saf toriğin tekiydi. Mary ise sinsi bir tipti. Uslu gözükür ama saman altından su yürütürdü. Onun usluluğu yüzünden ara sıra evde benim de huzurum bozulurdu. Örnek gösterilirdi, kızardım.

Gece olunca evi uzaktan gösterirlerdi, tüm ışıklar bir bir sönerken herkes teker teker birbirine “iyi geceler” derdi.

Küçük Evin Büyük Öyküsü

images (10)TELEVİZYONUN HAYATLARIMIZA girdiği yetmişli yılları çocuk olarak yaşayanlar ‘Küçük Ev’ adlı diziyi herhalde unutmamışlardır. Onların annelerinin ve hatta babalarının unuttuklarını da sanmıyorum. Dahası, son iki yıl içinde bu dizi bir televizyon kanalında iki kez daha gösterildiği için, bugünün çocukları da Küçük Ev’i, diziye tekrar bakıp ‘hatıra tazeleyen’ anneleriyle birlikte izlemişlerdir herhalde.

Bu dizi sadece ülkemizde değil, ilk olarak gösterime girdiği ABD başta olmak üzere dünyanın hemen her tarafında o kadar popüler olmuş ki, filmin yapımcıları filmin başkahramanı küçük Laura’nın önce kocaman bir kız, sonra anne olduğu dönemlere kadar uzatmışlar filmi. İzleyenler bilir: Dizinin son kısımlarında Laura altı-yedi yaşlarındaki ‘ortanca çocuk’ değildir artık. Büyümüş, evlenmiş, Rose adında bir kızı da olmuştur.

Küçük Ev adlı bu dizinin, içerdiği bir dizi olumlu ve öğretici ögeden dolayılaura bir ‘aile klasiği ’ne dönüştüğünü biliyoruz. Bu, başka ülkeler kadar, bizim ülkemiz için de bir gerçek. Filmdeki diyaloglarla verilen ders; meselâ aile içi dayanışma, sair insanlara karşı anlayışlı yaklaşım, yardımlaşma ve sabır üzerine kurulu ilişkiler, aile içi veya dışı sorunların çözümü aşamasında sergilenen tavırlar, anne ve babanın çocuklara davranış biçimi.. her toplumdan insan için öğretici olmuştur ve hâlâ oluyordur muhakkak. Ayrıca, filmde kendini hissettiren Hıristiyan dindarlığı, meselâ aile efradının yemeklerde duayı asla ihmal etmemesi, ciddi gerilim anlarında İncil okuyarak çare ve çözüm bulmaya çalışan bir baba figürü de, sanırım, başkaca dinlerden olan insanlar üzerinde de dine ve dindarlığa dair olumlu çağrışımlar bırakmış olsa gerektir. Gelin görün ki, yine saydığımız bu son unsurlar yüzünden, bu dizinin esasında Hıristiyanlık propagandası amacıyla hazırlandığını düşünmeyenler de yok değil.

331545_2Tam da burada, birkaç not aktarayım sizlere: Bu dizi, ‘propaganda’ amaçlı bir senaryonun eseri değil kesinlikle. Dahası, esasen, bir senaryo eseri değil! Zira, Küçük Ev diye bir dizi yapılmazdan kırk sene önce, "Küçük Ev" diye bir dizi zaten vardı. Kafanız karıştıysa açıklayalım: Küçük Ev, 1932-1943 yılları arasında yazılmış bulunan ve "Küçük Ev" ana başlığını taşıyan sekiz kitaptan sinemaya aktarılmış bulunuyor. Ve bu sekiz kitap, gerçek bir hayat öyküsüne dayanıyor. Sıkı durun: Küçük Ev’in küçük Laura’sının, yani Laura Ingalls Wilder’ın hayat öyküsüne. Yazarı da, Laura’nın ta kendisi!

Matematikte başarının anahtarı belli oldu!

m4Matematiği anlayamıyorum,

Matematik sorularını çözemiyorum,

Matematikte başarısızım,

Bunlar öğrencilerin düşünceleridir ve bazıları ardından şu soruları sorar…

Matematikte nasıl başarılı olabilirim?

Matematikte başarılı olma yöntemleri nelerdir ?

Matematikte başarının sırları nelerdir ?

Matematikte başarılı olmanın yolları açık ve nettir.Dikkatli şekilde okuyun, başlıyoruz.

1) Matematik diğer derslerden farklı olarak daha önceki yıllarda öğrenilenm2 konulardan çok etkilenir.

Yani, bir önceki sene öğrenilen konular unutulmuşsa sonraki sene öğrenilecek olanlar öğrenilemez ( emeklemeden yürümeye benzer bu )

Matematik konuları merdiven gibidir, öncekini öğrenmeden sonrakini öğrenemezsiniz, bu yüzden her konuyu eksiksiz öğrenmeye çalışın. ( Örneğin, şu an 7. sınıf iseniz 6. sınıftaki konuları eksiksiz olarak geçtiğinizden emin olun, aksi halde zorlanırsınız )

2) Türkçenizin iyi olduğuna emin olun, zira yeni sınav sisteminde ( SBS ) matematik soruları paragraf şeklinde gelmektedir. Yani okuduğunuzu iyi anlayıp sonra çözüme geçmelisiniz.

3) Okulda öğrenmekte olduğunuz konuyu ezbere değil, mantıken öğrenin.

Eğer konunun mantığını öğrenirseniz o konuyla ilgili çıkacak sorulara yorumlar yapabilirsiniz. ( malum sorular artık yorum üzerinden gelmeye başladı )

4) Bilinçsiz veliler öğrencilerini illa dershaneye göndermekte ve eski sistem derslerle öğrencilerin kafası karıştırılmaktadır.( eski sistemde test teknikleri işe yaramaktaydı fakat yeni sistemde işe yaramamakta )

( Özel dersin daha faydalı olduğunu düşünmekteyiz bire bir eğitim verilmeli.Toplu eğitimde mantığın kazandırılması daha zordur. )

 

m3Yüksek sesle düşünen ve problemi şekillere döken öğrencilerin matematikte daha başarılı olduğu ortaya çıktı. İtalyan Corriere della Sera gazetesinde yayımlanan habere göre, Venezuela’daki Ande ve İspanya’daki Granada Üniversitelerinde görev yapan bilim adamları, matematik bölümünün son sınıfında öğrenim gören bir grup öğrencinin, yönelttikleri problemleri çözme sürecini gözlemledi.
Öğrencilerin problemleri çözme yöntemini ve süresini karşılaştıran bilim adamları, problemi şekillere döken ve sesli düşünenlerin, diğerlerinden daha başarılı olduğunu saptadı.
Problemleri şekillerle ifade etmenin matematiksel kavramaya ve çözüme yönelik daha esnek bir düşünce tarzının geliştirilmesine yardımcı olduğunu belirten bilim adamları, yüksek sesle düşünmenin de konsantre olmada önemli rol oynadığını söyledi.
İnsanların kendilerini dinleyerek düşünmelerinin olası hatalarının farkına varmalarına da yardımcı olduğunu belirten bilim adamları, öğrencilere matematik ödevlerini şema ve grafikler kullanarak ve sesli düşünerek yapmaları tavsiyesinde bulundu.

BAŞ AĞRISINA BİTKİ KÜRÜ

basagrisiStresli ve yoğun geçen bir günün ardından başınız ağrıyabilir ve kendinizi mutsuz hissedebilirsiniz. Kolunuzu ya da bacağınızı bir yere çarptığınızda oluşan ağrılar tüm gününüzü olumsuz etkileyebilir. Bitkisel yağ karışımları yardımınıza koşuyor!

Baş ağrısına nanetaze-nane

İçeriğinde nane, papatya, lavanta gibi uyarıcı ve rahatlatıcı bitkisel yağlar bulunduran kür; baş ağrılarınızı doğal yollarla gidermenizi sağlayacak. İçeriğinde biberiye, karanfil, kekik gibi kan dolaşımını hızlandırıcı, ağrı kesici gibi özellikleri bulunan bitkisel kürler ağrılarınızı giderebilirsiniz.

Malzemeler:

1 çay kaşığı pelesenk yağı

1 çay kaşığı papatya yağı

1 çay kaşığı kekik yağı

1 çay kaşığı lavanta yağı

Hazırlanışı ve uygulaması: Tüm malzemeleri cam bir kâsede iyice karıştırın. Pamukla bir miktar yağ alıp alın ve şakak bölgenize uygulayın.

Kan dolaşımına kekikkekikk

İçeriğinde biberiye, karanfil, kekik gibi kan dolaşımını hızlandırıcı, ağrı kesici gibi özellikleri bulunan bitkisel kürler ağrılarınızı giderebilirsiniz.

Malzemeler:

1 çay kaşığı kekik yağı

1 çay kaşığı alabalık yağı

1 çay kaşığı karanfil yağı

1 çay kaşığı pelesenk yağı

1 çay kaşığı sarımsak yağı

1 çay kaşığı gliserin yağı

1 çay kaşığı çam terebentin yağı

1 çay kaşığı biberiye yağı

1 çay kaşığı okaliptüs yağı

Hazırlanışı ve uygulaması: Tüm malzemeleri cam bir şişede iyice karıştırın. Ağrı olan bölgeye masaj yaparak sürün. 3 saat sonra ılık suyla durulayın.

Geçmiş olsun.Göz kırpan gülümseme

Örgü Ayakkabı Tozluğu

thumbHayatınızda hiç tozluk giydiğiniz mi? 80′li yılların simgesi haline gelen tozluklar, şimdilerde yine moda dünyasında kendilerine yer bulduğuna göre, bacaklarımızı ısıtan bu iki parçayı nasıl kullanmak gerektiğini bilmekte fayda var. Tozlukların en çok yakıştığı giysi hiç şüphesiz taytlar. UGG botların da moda olduğunu göz önüne alırsak, tozluklarınızı UGG botların içersine giyerek şıklık yaratabilirsiniz.

tozlukYAPILIŞI:

Malzemeler nako supra yün ve tığ no 3,5. Öncelikle 52 zincir çekilip uçlarından birbirine tutturulur. Daha sonra yuvarlak şekilde 17 sıra sık iğne yapılır. 5 zincirden 15 sıra sık iğne yapılır. Son olarak ayakkabı altından geçirilerek diğer tarafa çıtçıt yardımıyla tutturulur.

 

 

 


Orgu-Tozluk-Ve-YapimiYAPILIŞI:

Yeşil iplikle 82 ilmek başlanacak. 16 sı-ra 2 düz 2 ters lastik örülecek. Koyu yeşil iplikle düz örgüye geçerken ara ara 20 ilmek kesilip 62 ilmeğe düşülecek. 6 sıra koyu yeşil, 2 sıra bej. 6 sıra yeşil ile renkler birbirini takıp ederek 34 cm örülecek, ilmekler 2 düz 2 ters dizilirken ara ara 20 ilmek artışı yaparak 82 ilmeğe ulaşılacak. Lastik kısmı 10 sıra olduğunda ilmekler kesilerek bitirilecek.

 

 

 

Güzel Tozluk örnekleri:

1:26qt8 2:17

3:19 4:18

Sizlerden’de güzel örgü modelleri bekliyorum.

Başka bir el işi tarifinde görüşmek dileğiyle.

Çocuğunuza Kitap Okuyarak Ona Kitap Okumayı Sevdirin

cocugunuza_kitap_okumayi_asilamanin_10_yoluÇocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde kitabın rolü çok büyüktür. Özellikle de çocuğunuz konuşmayı öğrenirken ona kitap okumak çok önemlidir. Bir çocuğun kitapla ilişkisi çocuk okumayı öğrenince başlamamalıdır. Zira çocuklarla kitapların ilişkileri bebeklik döneminde başlar. Anne ve babası kendisine masal okurken tanır çocuk kitabı. Daha sonra renkli ve resimli kitaplara yönelir çocuklar.
Anne ve babanın çocuklarına kitap okumasının yararları şöyle sıralanabilir;
•    Kendisine kitap okunan çocukların yaratıcıkları ve hayal güçleri zenginleşir.
•    Çocuklar gelişmiş kelime hazinesine sahip olurlar.
•    Kendisine kitap okunan çocuklar hem farklı cümle kurulumlarını tanımış, hem de görsel olarak birçok kez harfleri tanıma imkânına sahip olmuş olacakları için ilköğretime geçtikleri dönemde dilbilgisi öğreniminde diğer çocuklara oranla daha rahat olurlar.


cocuk-kutuphaneleri•    Çocuklar, kitap okumanın keyfine varırlar, böylece ileri yaşlarında kitap okumaya daha eğilimli olurlar. Yapılan araştırmalarda, araştırmacılar, kitap okumaya ne kadar erken başlanırsa o kadar etkili gelişimsel sonuçlar elde edileceğini vurguluyorlar.
Kitap okumanın yararları sayılarla ifade edilirse;
•    Çocuğunuza günde 30 dakika kitap okursanız, çocuğunuz 5 yaşına gelince 900 saat kitap okuması dinlemiş olacak.
•    Çocuğunuza haftada 30 dakika kitap okursanız, çocuğunuz 5 yaşına kadar 130 saat kitap okuması dinlemiş olacak.
•    Çocuğunuza haftada 30 dakikadan az kitap okursanız, çocuğunuz 5 yaşına kadar 60 saat kitap okuması dinlemiş olacak.
Çocukların kitaplara dokunması ve sayfalarını karıştırması bile önemlidir. Çocukların yaş gruplarına göre hoşlandıkları kitaplar ise şöyledir;
2 Yaş: 2 yaşından itibaren çocuklar tamamı resimli kitapları ve kitap sayfalarını karıştırmayı seveceği için ona bu yaşlarda resimli kitaplar alabilirsiniz.


cocuk-kitap-okumak3-4 Yaş Grubu: Bu yaşlardaki çocuklar kendilerine resimli, öykü kitaplarının okunmasından hoşlanırlar. Özellikle neşeli ve komik kitapları çok severler. Bu yaşlarda kitap çocuğuz ve sizin aranızda bir sohbet unsuru olacaktır. Onunla resimler hakkında konuşabilir ve iletişim becerilerinin gelişmesine yardımcı olabilirsiniz.

6-9 Yaş Grubu: Bu gruptaki çocukların hayal gücü gelişmiştir ve güzel-çirkin, iyi-kötü kavramlarını yavaş yavaş düşünmeye başlarlar. Bu yaş grubundaki çocuklar, kısa ve bol resimli doğa-hayvan kitapları, kahramanlık-macera temalı dergiler ve peri masallarından hoşlanırlar.
10- 12 Yaş Grubu: Bu dönemde çocuklar gerçekleri fark ederler ve çevrelerinde yaşayamayacakları şeyleri bilmek isterler. Bu çağda çocuk gerçeklerden soyutlanıp macera dolu bir dünyaya girebildikleri Robinson ve Gulliver gibi serüven dolu kitapları okumaktan hoşlanırlar.
12 Yaş ve Üzeri: 12 yaşında çocuklar Türk ve Dünya Klasikleri ile tanışırlar. Bu yaştan sonra çocuklar okumaya devam ederler.
Pek çok anne baba çocuklarının kitap okuma alışkanlığı edinmesin isterler. Kitap okuma alışkanlığının çocuğun içinden gelmesini beklememek ve onu kitap okumaya teşvik etmesi gerekmektedir. Okuma alışkanlığı ailede ve okulda edinilir.

kitap-okumak-sevdirmekÇocuklarınıza kitap okuma alışkanlığını kazandırmak için izleyebileceğiniz yollar şöyle sıralanabilir;
•    Anne ve babasını kitap okurken görüp model alan çocuklar kitap okuma alışkanlığını daha kolay edinebilirler. Bir anne ya da baba olarak çocuğunuzun önünde kitap okuyarak örnek olmalısınız.
•    Evinize günlük gazete ya da dergi almak ve çocuğunuzun önünde gazetenizi ya da derginizi okumak onu okumaya teşvik etmenize yardımcı olacaktır. Bununla birlikte gazete ve derginizdeki, çocukları ilgilendiren yazıları onlarla paylaşmalı ve onların dikkatini çekmelisiniz.
•    Çocuklar uyumadan sizinle vakit geçirmek isterler. Yataklarındayken dikkatlerini sadece size yöneltmiş durumda olan çocuğunuza keyifli bir hikâye okuyarak onun okumanın tadına varmasını sağlayabilirsiniz. Önemli olan kitaptaki konuya çocuğunuzun ilgisini çekebilmektedir.
•    Kitap okumak görev ya da zorunluluktan ziyade zevk alınan bir aktivite haline getirilmelidir. Çocuğunuza kitap okumaktan zevk aldığınızı belli etmelisiniz. Bunun için okuduğunuz bir kitaptaki olayları kendi aranızda canlandırabilirsiniz. Çocuğunuzun kitaptaki kahramanların rollerini paylaştırmasını sağlayıp olayları canlandırabilirsiniz.
•    Kitaplardaki hikâyeleri resmetmek ya da resimlere bakarak hikâyeler yaratmak da çocuklarınıza ilginç gelebilir.
•    Evde okuma ortamı yaratacak bir sessizlik olması ve kitaplarla dolu kitaplıklar da çocuğun okumayı sevmesine yardımcı olur. Hatta mümkünse kitaplıktan bir bölüm çocuğa ayrılabilir ya da ona özel kitapların olduğu yeni bir kitaplık oluşturulabilir.
•    Çocukla aynı kitabı okuyup daha sonra tartışmak da kitaba olan ilgiyi pekiştirir. Tartışırken çocuklara; Kitap sence neyi anlatıyor? Kitapta senin için en etkileyici bölüm neresiydi? Kitaptan çıkarılabilecek sonuç nedir? En çok hangi karakteri sevdin? ve Kitabın sonu sence nasıl daha farklı bitebilirdi? gibi sorular sorulabilir.


images (1)•    Çocukla birlikte kitapçılarda vakit geçirilmesi, kitap alışverişleri yapılması, kitap fuarlarının gezilip son çıkan kitapların incelenmesi, yazarlarla küçük söyleşiler yapılması ve çocuğun adına kitap imzalatılması da çocuğun kitapla ve yazarla olan ilişkisinde önemli bir yer tutar.
•    Çocuğu kütüphane üyesi yapmak ve hatta onunla kütüphaneye gitmek ve ödünç kitap almasını sağlamak kitapla ve kütüphaneyle olan bağının güçlenmesini sağlar.
•    Kitap seçerken çocuğun gelişimine uygun içerik ve dilde yazılmış olmasına, nasihat verme kaygısı gütmemesine, sürükleyici ve eğlenceli kitaplar olmasına dikkat edilmelidir.

Not: Çocuğunuzun kitap okuma problemi sürüyorsa, bir uzmana danışmak gerekebilir. Okuma güçlüğü, başka sorunlara (disleksi, göz bozukluğu vs.) işaret ediyor olabilir.

Aktuelpsikoloji Açısından:

Kitap Okuma Alışkanlığında Anneye Dikkat.
 
kitapçıda-anne-çocukAlman pedagog Petra Ottmann, çocukların küçük yaşta kitap okuma alışkanlığı kazanmasında en güzel rol modelin anne olduğunu ifade etti.

Çocuğun ilk öğretmeninin anne olduğunu belirten Petra Ottmann, kitap okuma alış kazanmada okul öncesi eğitimin çok önemli olduğunu söyledi. Çocukların 3-6 yaş arasında taklitçi yeteneklerinin üst seviyede olduğunu vurgulayan Ottmann, anne ve babanın çocuğun yanında birlikte kitap okumasının pozitif etki yapacağını kaydetti.

 

oyuncak123Avrupa ülkelerinde çocuk oyuncağı satan dükkanlarda çocuk kitaplarının da satıldığını belirten Ottmann, Almanya’da çocukların kitap okumayı rol modelle öğrendiğini anlattı. Ottmann, "Başta Almanya olmak üzere hiç bir Avrupa ülkesinde anne ve baba çocuğa kitap oku yavrum demez. Anne ve baba evde sürekli kitap okuduğu için çocuğa örnek teşkil ediyor. Ben kitap okunan bir evde büyüdüm. Çocuğumda aynı. Çocuğum kitap okumuyor diyen anneleri görünce şaşırıyorum. Vaktinin büyük bir bölümünü televizyon ekranı başında geçiren bir annenin çocuğu nasıl kitap okusun. Çocukların küçük yaşta kitap okuma alışkanlığı kazanması için kitapların resimli olması gerekir." diye konuştu.

Bir çocuğun karakterini kazanmasında 0-6 yaş grubunun çok önemli olduğunu vurgulayan Ottmann, eğitim ve öğretiminde temelini okul öncesi eğitim oluşturduğunu kaydetti. Ottmann, Almanya’da okul öncesi eğitim oranın yüzde 52 olduğunu bildirdi. Alman pedagog, çocuk kitap okumuyor diyen anne ve baba ilk önce kendisinin kitap okuması gerektiğini kaydetti.

Evet Almanlar böyle diyor bizim memlekette acaba nasıl?

Biz Ebeveynler olarak yeterikadar kitap okuyormuyuz?

Kitap okuma ile ilgili yorumlarınızı bekliyorum.

 

« Older entries